dün geceki rüyam, sakinleştiriyor bugün beni. yoksa, ek sakinleştirici ile sonlanmıştım yine. eşim az önce teklif etti bile. çok sinirlisin, aldığın nefesi aşağıdan duyuyorum, nöbet geçirmeyeceksin değil mi diye sordu. hayır, sakın sen de ilaçlama, inan sorunlarımıza en büyüğünü eklemiş oluruz devamında, dedim.
(üzümlü kek, ikimizi de öldürür, pazartesi gününe kadar boşanmış oluruz)
sadece tek şey sakinleştiriyor beni. dün geceyi düşünüyorum. çizgi film gibiydi sanki. üzümlü kek ile, gerçekten animasyonlarda çizildiğimiz gibiydik. çok gülüyorum. birden yastıkla çıktı karşıma. o an geri adım atmalıydım ama er meydanına çıkmıştık artık. oradan dönülmezdi. yedim dayağı. bana vurduğu yastığın içinde kim bilir ne vardı. hayatımda, ilk defa, rüyamda bayıldım. üzümlü kekin, beni kucağına aldığını hissediyordum, konuşuyordu da ama ben cevap veremiyordum.
ama şimdi düşününce komik geliyor, kesinlikle yediğim en güzel dayaktı. bunun gerçeğini de denemeliyiz bence. hayatımız boyunca, yastık savaşı yapmadık biz hiç. mutlaka yapmalıyız. hem öcümü de alırım.
hala öfkeliyim kardeşime. anneme de kızıyorum. normalleştirmeye çalışıyor olanları. ben, kesinlikle kabul etmiyorum, böyle bir normal anlayışını. ne olursa olsun, hasta bir kişi, başkalarına zarar vermeye başladığı an, yardım almalı. bunun adı insanlık. biz de kötü hissediyoruz ama odamıza, yorganın altına saklanıyoruz, başkalarına zarar vermeden önce. bahsettiğim zarar verme ise, sadece gülememek ve nazik olamamak.
anne ile çocuğu, birbirine düşürmeye ve çocuğu aile hayatından attırmaya çalışıyor. annemler de hatalı. buna bir şey diyemiyorlar. annem ile babam, tüm gün yazlıkta, kardeşimin köpeklerinden şikayet ediyor. köpeklere bakmaktan, kendimize bakamıyoruz diye konuşuyorlar. bana anlatıyorlar bunları ama kardeşim, akşam yemeğine geliyor, kimsede tık yok. hatta arkadaşlarını felan da getiriyor.
ben o noktada bile bir şey demedim. iki taraftan da olmadım ama kardeşim…
kardeşim işte, ilk bulduğu açıkta bunu rahat rahat yaptı.
bugün öyle boş, hiçbir şey yapamadan bir gün oldu. neyse ki, evi toparladık az da olsa. umarım yarın da, cadılar bayramı süslerini kaldırıp, noel süslerini doldurmaya başlayacağım. sanırım, hiçbir zaman 1 aralık’a bu yüzden yetişmiyor. güneşli gün olmayınca, insanın içinden gelmiyor bir şey yapmak. bugün, güneşli ilk gündü uzun zamandan sonra. ne yazık ki yarısını boşa harcadık, aile kavgalarından dolayı. yarın daha çok şey yaparız umarım.
herkese mutlu geceler, üzümlü kek’e oyuncak ayı kalbi. oyuncak ayısı onu çok seviyor ve rüyada bir çocuğa dönüşmek için, yatmaya sabırsızlanıyor.
çocuk kalpli