hoşgeldin, üzümlü hayat…
çocuk kalpli
arkadaşım… üzümlü kek… üzümlü krallık ve şimdi de üzümlü hayat… bu başlıklar, üzümlü kekimle geldiğimiz yolun, kilometre taşı oldular her yıl. arkadaşım yılı, eskiye duyulan bir özlemdi sadece. üzümlü kek yılı ise, ne olduğu bilinmeyen ama sonu bitsin istenilmeyen, büyük bir heyecandı. üzümlü krallık ise, savaş meydanında kazanılmış, gerçek bir aşktı bana göre. sürekli yaralanıp, tekrar savaş meydanında birbirimize sarılarak, iyileşmeyi anlattı ikimize de. en kötü gidişlerin bile, daha büyük dönüşleri olabileceğini gösterdi. bu sene neler yaşarım bilmiyorum ama üzümler, hepten hayatıma karışsın, gerçek hayatta da beni bulsunlar istiyorum. sanırım bunun hayali ile başlanıyor 3.05’ler tekrar yazılmaya. o yüzden, bu yılın adı üzümlü hayat.
sabah, çok sevdiğim biri ile yazışıyordum. aslan burçlarına savaş açmıştı. benim tüm arkadaşlarım, aslandır ama aslan burcu denince, aklıma bir tek üzümlü kek, gelir. bu derece aslan burcu yani üzümlü kek, böyle bir baskınlık. ben de çekinikleşe çekinikleşe, balık burcu statüsüne kadar düştüm, ikizler burcu’ndan. sadece duygulanıp, ağlıyorum artık. ikizler burcu’nun alay konusu oldum, üzümlü kek yüzünden ama mutluyum da, bu nasıl oluyor bilmiyorum. krallığın başka bir mucizesi sanırım.
krallık hayatımızda çok şeyi değiştirdi. özellikle üzümlü kekin, tacını takması, onu daha sakin bir insan yaptı. ben de, biri hayatıma, yöneterek yardımcı olunca, daha iyi hissettim.
başka insanların evliliği gibi değil ama kesinlikle, annem ile babamın evliliği gibi. gençken hep kavga ediyorlardı. biraz daha büyüyünce, daha büyük kavgalar ettiler. sonra bu kavgaların devamında, büyük küslükler gelince, birbirlerinin kıymetini anladılar. artık birbirlerini tanımaya karar verdiler. kimin, ilişkiyi yöneteceği belli oldu. sonrasında, sakin, huzurlu, mutlu bir hayat oldu onları bekleyen…
yeni bir ülkede, yeniden bir araya geldiğimizde. bizim için de böyle olur umarım.
umutla…
çocuk kalpli