en son yazacağımı, en baştan yazayım. hiçbir şekilde, adil değildi. sincap, gerçekten istemiyordu ama heyecandan kalbim öyle atıyordu ki, bencilliğime yenik düştüm, bir de oturduğum yerden kalkıp, gitmek kolay bir şey değildi, onca insan varken. televizyon da çekiyordu.
hayvan, sudan da, kameralardan da ürküyordu. dün kaçmış, zaten. 1 saat, gösteri merkezinde, elemanın peşinden koşmuşlar. adam, başlamadan önce sorusu olan var mı, dedi. ben, hayvan mutlu mu bu şovdan diye sordum. en azından bunu yaptım. evet, dedi.
yorumu sizlere bırakıyorum…
şovun adı twiggy. videodaki adamın, babasının fikriymiş. o da, babasının hatırasını devam ettiriyor. sincaplar da, hep aynı aileden geliyorlar. iki sincap vardı, birisi yavruydu. ikisini de yakından görme şansım oldu. utanarak söylüyorum. çok eğlendim. çok mutlu oldum. ben de sincap baktığım için sanırım, orada kalabildim. adamın kötü niyetli olmadığı, çok netti.
tişörtünü satın aldım hatıra olarak:

yat ve bot, fuarıydı ve çoğu da satılmıştı. fiyatları, ortalama bir amerikanın, eğer meraklısı ise, alabileceği fiyatlardaydı. çok uygun kredilerle, insanlar alıyorlardı. ben, en uygununun bile çok pahalı olacağını düşünmüştüm. yanılmışım.
klasik şeyler de vardı:


uzun zamandan sonra, ilk defa bugün, aracımı yeniden kullandım. artık kullanacağım. sadece geceleri, ek sakinleştirici alacağım. etkisi sabaha kalmıyor. acım hala çok taze ama sonsuza kadar yazılmayacak bu ilaçlar bana, her şekilde azaltmam lazım. çok fazla kullanma şansım zaten yok. hatta şu an, muhtemelen yasal sınırımın bile üzerindeyim. kendime hep, kaç yılda aşarım bunu diyorum ama hiçbir şekilde aşamam çünkü rüyalarımda kaçamıyorum. şanslıysam, kendi kalemde, çaldığım kalpte uyuyorum huzur içinde ama değilsem, her şey tahmin edildiği gibi yürüyor. en azından, kalbini çaldım ve o kalbi, asla geri vermeyeceğim.
20 günden sonra, ilk ağlamadığım gün. umarım kalıcı olur.
hayat devam ediyor.
çocuk kalpli