iyi şeyler de olmuştu ve çocuk kalpli’nin, üzümlü kek’e ihtiyacı vardı. şu an hayal etmeye çalıştığında, nasıl bir şeye benzediğini veya sesinin nasıl çıkacağını bilmiyordu ama ihtiyacı vardı.
ama çok kötü şeyler de oldu…
hiçkimsenin ömrü yetmez, bu kadarını onarmaya…
üstelik onarmak için de hiç bir şey yapmıyordu.
dediği: yıllarca çabaladım senin tek derdin olabilmek için, ölünce kurtulursun ancak oldu her zaman.
uykumda uyandığımda, gideceğim başka yerim yok.
keşke olsaydı. üzümlü krallık kitabı yazılınca belki de, ona vedamı edebilceğim artık. bu elimdeki kutu, gelecekteki o güne ait olsun:

çok daha önemli şeyler var. ne zaman uyursam uyuyayım, kucağındayım veya üzümlü krallık’taki kalemdeyim. bu benim eserim, çünkü bu boyuta çıkabilmek için (sarmalın dışı) yıllarca uğraştım.
o da benimle birlikte uğraşmış. büyük yanlışları var. bulunduğu durumdan çıkabilmesi için, destekleyeceğim için söz verdim. karşılığında bana döneceğine veya bizim için, en ufak bir şey yapabileceğine inanmıyorum, artık onunla ilgili, sesini duyabileceğime dair bile bir hayalim yok ama yine de yapmak istiyorum. onu gerçekten çok sevdim. o anlayamaz.
bloğa ve hikayemize de çok zaman harcadım. burası elim ayağım gibi. wordpress-twitter-twitch bunlar benim çocuk kalabildiğim ve utanmadığım yerler. çocuklar için bir şey yapmak istiyorum. malum kitap, blogdan, blog da rüyadan besleniyor.
çocuk kalpli