dün bayılana kadar ağladıktan sonra, eşim sadece ilaç vermek için uyandırmış anlaşılan. bu sabah uyandığımda, ilk hatırlayamadım dün ne olduğunu. sonra aklıma geldi ve göz yaşlarına boğuldum yine. bir yanda mutluluk diğer yanda hüzün. karmakarışık birgün. ne hissettiğimi kestiremiyorum. bir yandan, blake için çok mutlu ve heyecanlıyım, öğleden sonra harika bir doğum günü partisi kutlamaya gidiyorum diğer yandan enish’i, gömdüğümüz yerin başındayım her yarım saatte bir. ağlıyorum. yazınca yine gözlerim doldu…
en iyisi bu mutlu aileyi paylaşmak:

blake çok daha mutlu bir çocuk. normalde abisi lucas’tan bile daha mutludur her zaman. dün, doğum günü partisinde hiç gülmemiş. yani hala hasta. umarım bugün gelir kreşe. ben, sırf onun için gideceğim, yoksa şu an beni hiçbir şey bu yataktan çıkaramaz.
cooonuum benim.

çocuk kalplinin şımarık çocukları. bir tek ben kaldım, kreşte şu çocukları seven. herkes iş yükü olarak görüyor, çünkü bu çocukla ilgilenirlerse, tüm gün dedikodu yapamıyorlar!
hayatıma anlam kattılar. birden kreş gibi bir çılgınlığın içinde, her gün, onlara sarılırken buldum kendimi. cıvıl cıvıl sesleri var. enish kadar tatlı olamazlar ama onlar da çok güzel! değerli.
enish kolay kolay unutabilecek bir sincap değil. yatağıma kadar geliyordu benim. kaç günden beri de, oh bahar geldi, camımı açabilirim diyordum. enish cam açıksa içeri giriyordu çünkü.
melek oldu enish. gerçi zaten öyle değil miydi?
şimdi sadece kardeşleri kaldı. nasıl lucas ile blake’i aynı sevdiysem, kardeşlerine de aynı özeni göstereceğim.
çocuk kalpli