
başkalarını bilmem ama, bugün atatürk’ün bana ettiği en güzel bayram. şunu da fark ettim. atatürk demek, ankara demek. o yüzden 2 kat seviyor ve bütünleşiyorum sanırım. ben dün çok erken yattım, 1PM gibi işten gelip, kafayı koymuşum. sonrası yok birkaç tuvalet ziyareti dışında. anaokulunda çalışmak, hem ödüllendirici hem de sürüm sürüm sürümdürücü bazen. şuna bak, 2 gündür ılık whole milk ile besleniyorum.
üzümlü krallıkta da oldu, 23 nisan kutlamaları tabii. saatlerce, bir ağacın altında uzandık durduk bir süre üzümlü kek ile. belirsiz olmayan geleceği düşündük. yakın planlarımı anlattım ona. ben moraine lake’e, sint marteen’e ve vermont’a gideceğim, dedim. bensiz demek ha diye sordu. istersen seninle de olabilir ama hayalini bile kuramıyorum, her yerden kısıtlanmışken, kusura bile bakma, dedim.
ayrıca dünya küçük artık. nereye gidersek gidelim, gören olur bizi. bunları çok daha önce düşünecektin, dedim. sensiz nefes alamıyorum, dedi. gel yanıma da nefes al öyleyse, dedim.
sonra boşver bunu, hadi balon şişirelim, gökyüzü hep balon olsun, dedim. hala ufacık çocuklarız biz seninle. en azından masalımızda öyle.
bir süre kadar eğlendim, yorulana kadar, sonra da uyudum onunla…
kuşlar kondu üzerimize sanki yatakta…
çocuk kalpli