sevinçlerle, hüzünlerle dolu birgün. bree ayrıldı. gerçekten çok ağladım ama sonra direktör arkadaşım çağırdı, seni kovulduğun infant 2’ye lider öğretmen yapıyorum diye. maddy’yi kovmuş. gir oğlunla (blake) istediğin kadar oyna, dedi. yani gözüm böyle bir lead teacher’lıkta yoktu. önce okulu bitirmeliydim ama kurumum onu da sağlıyormuş, dersleri kurum üzerinden de verebiliyorum.
daha dün gibi aklımda, burası benim sınıfım, çık git buradan diyişi. bugün görseydim, eşyalarını topla, pazartesi geldiğimde burada olmasınlar diyecektim. bir de arkandan çöp toplamak zorunda değilim.
er ya da geç, kötüler kaybeder…
aslında bugün, hasta hasta gittim. sabah öyle zor oldu ki uyanmak ama bree gidiyordu ve veda etmeden uğurlayamazdım. çok ağladım. gerçekten çok ağladım. keşke gitmeseydi. öyle mutluydum ki onunla…
yavaş yavaş tatilin heyecanına giriyoruz. tüm ama tüm zamanımı denizlerde geçirmek istiyorum. çünkü karada iguanalar var. yerler sonra beni. ben sürüngen olayına karşıyım. bloğun fotoğrafındaki yere gideceğim ilk. yaz işte, tadını çıkarmalı. kim bilir daha ne aktivitelere atlarız.
bir dahaki yıl da, umarım kutuplara doğru yol alacağım…
çocuk kalpli