uçaktayım ama uyuyamadım yine. sanırım, içtiğimiz şeyin içinde, çok alkol yoktu. tek derdim, bir an önce eve varıp, kendi yatağımda uyumak şu an. gerçi yarın da bir şey yapmam gerekiyor. kreşteki bebeklerin, birinin annesi hakimdi ve bana ehliyetimi geri alabilmek için yardımcı olacağını söyledi. dava sonuç örneği buldum, yarın işlem yaptıralım, gel, yazmış. onun için uyanmak zorundayım. yoksa neden uyanayım yarın. ilk otelimizi iguanalar yüzünden bırakınca, tanrı tarafından lanetlendik. manyak bir horoz, başımıza bela oldu. uyku nedir uyuyamadım. zombi gibi geziyorum kaç gündür.

neden ağladığımı bilmiyorum ama ağladım mesut’a veda ederken. geldiğimizden beri, yapmadığı iyilik kalmadı. her zamanki gibi, kalbini koydu.
ön planda, sadece iyi zaman geçirtmiş gibi görünen ama arka planda zaman zaman ağlatan bir seyahatti. batırdık beceremedik çoğu şeyi ama tecrübe oldu.
turkuaz mavilikler güzeldi…
french bakery, croissant, unutulmazlar listesinde.
iguanalar da masumdu da,
ben işte.
çocuk kalpli