ehliyetimi, yeniden aldım sonunda bugün. dosyam da silindi. bir bebeğin buna yardım edebileceğini, sonsuza dek düşünsem tahmin edemezdim. sırada vatandaşlık ve cda lisans sınavım var. 15 eylül günü, eğer sınavım geçersem vatandaşlığım onaylanacak. çok zor değil sorular ama çok alakasızlar. yani lisede goverment dersi almamış 1-2 kişiye gösterdim, bunları ben bile bilmiyorum ya, dedi.
her gün çalışamıyorum da, geldiğim gibi yatıyorum. bugün ehliyetimi almaya gidince, eve giriş sürem gecikti. yoksa, uyuyorum geldiğim gibi ve ertesi gün kalkıyorum. bir süredir klonopin kullanıyorum ve uyutuyor normal olarak. gerçek hayatta böyle bir şey kullandığımda, krallık’taki süreçteki otomatik işliyor.
yani her gece, üzümlü kekin kucağında uyuyorum. konuşursak kavga ediyoruz ve beynine hapsediliyorum. konuşmazsak, ben kendimi, kalbine hapsediyorum. taşıyor beni oraya pes edip.
dün gece suskunluk bozuldu. sadece türk olduğun son bayramımızı, beraber kutlamayacak mıyız diye bağırdı. en son 23 nisan’ı kutladığımızda, kalbim durdu ertesi gün üzümlü kek, bırak uyuyayım, kutlu olsun zafer bayramımız.
ağlamaya başladı. beni unutmana izin vermeyeceğim, beynin tamamen silinse bile gelir seninle yeniden tanışırım, dedi.
buna gerek yok üzümlü kek, yarın mesaj atıp, her şeye yeniden başlayabiliriz, her şeyi unutabiliriz, tek taraflı istediğin için kızgınlık ve kırgınlık bitmiyor, ben kin tutmam ama sen tutuyorsun, benim seni görebilmemi bile engelliyorsun, gücüm buraya kadar yetti, vazgeçme noktasına ben de gelmek istemedim ki…
görürsün geleceğim, diyor.
ah diyorum sadece. haydi gel, kalbinde beraber uyuyalım bu gece. sarılacak mısın, diye soruyor. evet sarılacağım.
30 ağustos zafer bayramı mutlaka kutlanmalı.
çocuk kalpli