yazın son günü ama içimde hala bitiremedim yazı. yine bu hafta, diğer merkezlerimizden birinde çalıştım ama binbir rica ve teşekkür ile. ashley işi düşünce, nasıl da nazik biri oluyormuş ama daha gitmem, kendi bebeklerimi ve çocuklarımı özlüyorum.
bu yaz bir ümidim yoktu. kışın yaşananlardan sonra, her şey, her gün daha kötüye gitti. sonuçta, meleğim cennetten düşmüştü. istese hem kendini, hem beni kurtarabilirdi, gerçek hayatta tek kelimesi ile klonopin’i ve tüm ilaçlarımı sonsuza gömerdi ama her zamanki gibi, bu yaz da yapmadı.
diyecek bir şeyim yok, çünkü her şeyi söyledim, yeri geldi bağırdım, yeri geldi yeri göğü yıktım. en sonunda çözümü ise, uyumakta ve susmakta buldum. hala istemediğim tepkiler alıyorum ama ilaç altında, çok umursamıyorum açıkçası. üzümlü krallık’ta da ölü gibi uyuyorum. bayram diyeydi sarılmak. bayramlarda, küsler barışır. küsler hep barışır kalpler temizse aslında.
ahhh…
hazır sınava gitmişken, birkaç gün de detroit de kalmaya karar verdim. meğer paid time off’larımın hiçbirini kullanmamışım. merkezi çok korkutucu bir yer değil. güzel yerlerine gidebiliriz.
haftasonunu ise iple çekiyorum. o adayı gerçekten çok merak ediyorum. bir akşam kuzey ışıkları yakalama şansımız bile var. aslında olacağı kesin ama şansımız diyorum, çünkü o saatlerde uyanık kalmak, benim için çok zor.
çocuk kalpli